Kasım 2019’da ilk videomu çekip yayınlamamın üzerinden 3 yıl geçti ve bugün 50 binin üzerinde abone ve 22 milyondan fazla görüntülemem var. Gelin bu serüvene en başından nasıl başladığımı, hangi zorluklarla karşılaştığımı ve çözdüğümü anlatayım.
2012 yılından beri ara ara ya aslında YouTube’a girip video çekip yayınlasak mı bak yabancılar ne güzel şeyler yapıyor, ünlü oluyor diye düşünüyordum. Tabi sizin de dikkatinizi çektiği gibi ben hızlı konuşuyor ve konuşurken kelimeleri yutuyorum. O yüzden de ya beni kim izler allasen diyip vazgeçiyordum.
Ta ki 2018 yılında İlter Kurcala ile tanışana kadar. İlter abi aslında dünyaca ünlü bir gitarist ve YouTube kanalında cep telefonuyla falan çektiği videolarla hayranlarına ulaşıyor. Aynı zamanda benim de nikah şahidim. O da bu çekimlerde öyle profesyonel bir sistem kullanmıyor, cep telefonuyla içerik oluşturuyordu. Ben de ya aslında cep telefonuyla bile olabiliyormuş diye fark ettim.
YouTuber olmak için gereken en önemli ekipman kamera ve mikrofondur. Kamera için her gün kullandığınız cep telefonunuz başlangıçta yeterli olacaktır. Mikrofon için, cep telefonunuzun mikrofonlu kulaklığı da başta yeterli olsa da sonradan daha iyi bir mikrofon almanızda fayda var.
Böyle olunca gittim kendime Boya marka yaka mikrofonu aldım ve telefona taktım. Kendimce bir video çekmeye karar verdim.
Tabi şimdi YouTube’da yabancıları izliyorum ya, adamlar öyle bir çekiyor ki sanarsın sinema filmi. Böyle ışık, ses, arkaplanda özel ayarlanmış ışıklar renkli görseller falan oha diyordum, bende neden böyle olmuyor? Derken ya işte video nasıl çekilir, doğru ışık ve ses nasıl ayarlanır diye araştırmaya başladım. Ne yazık ki bu alanda doğru düzgün Türkçe içerik bulamadım. Döndüm yabancılara.
Sonra gördüm ki aslında olay çok basit. Kameranın en önemli ihtiyacı olan şey ışık. Işık olduktan sonra cep telefonu bile yeterli kalitede bir video çekebiliyor. Bir de yaka mikrofonu takarsanız, ses işi de çözülüyor.
Tamam, teknik tarafı hallettik. Peki ne anlatacağım? İnanın aylarca bunu düşündüm. İlk hevesim teknik videolardı. Yani işte şu nasıl çalışıyor, bu nasıl yapılıyor gibi şeyler. Sonra bir ara işte bu uzay-bilim tarafında da bir şeyler yapabilirim diye düşündüm. Düşündüm ama aklıma bir şey gelmiyor. Açıyorum Word’ü yazmaya başlıyorum. İki cümle sonra takılıyorum.
Bir gün düşündüm taşındım ya dedim ben ne yapıyorum? Hayatımı website yaparak kazanıyorum. Hem de bu işi severek yapıyorum. O zaman neden website yapmakla ilgili bir şeyler çekmeyeyim ki? Bingo! Açtım YouTube’u girdim işte yeni kanal oluşturma sayfasına. Orada diyor ki kanalınızın adı ne olacak? Düşündüm ettim, sonunda Web Makinası isminde karar kıldım ve maceramız başladı.
Kanal ismine karar verdikten kısa bir süre sonra şansıma halen kullanmakta olduğum Canon M50 kameranın VLOG seti olduğunu gördüm. O gece sabaha kadar internette bu cihazın videolarını izledim. Sonunda aradığım kamerayı bulmuştum ve artık cep telefonu ile çekim yapmayacaktım. Bu sette kameranın yanında şu ünlü Rode mikrofon da geliyordu. Sabah gittim koşa koşa aldım.
Sonra eve geldim açtım kurdum kamerayı falan ana ne göreyim, video çok karanlık. Ne yapacağım edeceğim derken, ya ben bir de gideyim ışık alayım dedim. Tabi bakıyorum bu yabancıların kullandığı ışıklara, Türkiye’de bunların tanesi onbin lira. Moralim bozuldu. Sonra Google’da bakarken hepsiburada’da bir mağazada 2’li basit ışık seti buldum. Hemen sipariş verdim ertesi gün geldi. Gittim bunlara Bauhaus’dan 2 tane LED ampul aldım taktım ve işte sonunda istediğim gibi bir görüntü elde ettim.
Dikkat ederseniz henüz bu aşamaya kadar hiç video çekmedim. Yani yatırımı yaptım ama ne anlatacağım, nasıl anlatacağım bilmiyorum. Size tavsiyem, siz benim gibi yapmayın. Yani öyle gidip de iyi bir kamera alayım ışık alayım diye vakit kaybetmeyin. Cep telefonu bile yeterli kalitede video çekebiliyor. Ben takıntılı olduğum için ekipman almakla uğraştım.
İlk videomu gittim evimin salonunda çektim. Tabi acemilik de var, şimdi izleyince sesi kötü ayarlamışım patlıyor, işte ışıkların renginde sorun var, bir taraf fazla sarı bir taraf fazla mavi ama olsun! İlk videomu çekip yayınladım.
Tabi çok hevesliyim, attım bunu YouTube’a bekliyorum ki izlensin. İzlenmedi. Olsun dedim, bir tane daha çekeyim o kesin izlenir. İşte iki oldu üç oldu, ne izleyen var ne yorum yazan. Toplasan 10 abonem var biri ben dokuzu da eş dost. Bir yandan da iş güç var, heves de kaçtı ve ben yaklaşık üç ay boyunca video çekmedim, unuttum gitti.
Sonra Şubat 2020’de bir yanda virüs haberleri falan canım sıkılmışken ya dedim benim bir kanalım vardı ne oldu bir bakayım dedim. Girdim bir baktım videolarım az da olsa izlenmiş, bir kaç yorum da yapılmış. Gittim hemen onlara cevap yazdım ettim. Bana geldi bir şevk bir neşe. Ya dedim ben neden video çekmeyi bıraktım ki? Hemen yeni videolar için fikir bulmaya, yazmaya başladım.
Böyle böyle derken Mart 2020’de virüs ülkemizde de görülmeye başladı ve kısa bir süre içinde kapanmalar başladı. Herkes gibi ben de evdeyim. Aslında bu çok işime yaradı. Neredeyse iki üç günde bir video çekebilmeye başladım. Önce website ve WordPress hakkında bir şeyler yaptım. Sonra e-ticaret de o sırada iyice popülerleştiği için bu konuda da bir şeyler anlatmaya başladım.
Düzenli bir şekilde video çekip paylaşmaya başladıkça hem izlenmelerim hem de abone sayım artmaya başladı. 1000 aboneye 9 Mayıs 2020 akşamı ulaştım. Acaba dedim bu içeriklerden para kazanabilir miyim diye düşünüyordum ve sık sık YouTube’daki Para Kazanma kısmına bakıyordum. Orada diyor ki, YouTube iş ortağı olabilmeniz için en az bin aboneye ulaşmalı ve son 1 yıl içinde tam 4 bin saat izlenmeniz olmalı. Bu süreyi de Haziran 2020’nin ortalarında doldurdum.
Bu aşamadan sonra YouTube sizden bazı şeyler istiyor. Önce gidip bir AdSense hesabı açmalısınız. Gittim onu açtım ve YouTube hesabıma bağladım. Sonra size bir zarf göndereceğiz ve bu zarfın içindeki PIN kodunu gelip buraya yazmalısınız ki sizin gerçekten dediğiniz kişi olup olmadığınıza inanalım diyor. Gittim başvurdum hemen. Diyor ki size bu zarf 2-4 hafta içinde ulaşır.
Her gün posta kutusuna bakıyorum gelen giden yok, PTT’yi arıyorum ama açmıyorlar. E tabi sokağa çıkma yasağı falan da var. İşte geçti 5 hafta oldu, ben tekrar başvurdum ettim. Tee yaz sonuna kadar böyle uğraştım ama zarf gelmiyor. Zaten o sıralarda herkes benzer şeyler yaşamış.
Tabi o sıralar yeni bir şirket daha kurmuş onunla uğraşmaya başlamıştım. Böyle böyle derken bir süre video da çekemedim, yine YouTube konusu arkaplanda kalmaya başladı.
Derken Aralık 2020’de gittim tekrar açtım bu YouTube panelini ve gözlerime inanamadım. Abone sayım 20 bini geçmiş! Temmuz ayından beri video çekmiyorum ama insanlar benim çektiğim videoları izlemiş, yorum yapmış hep.
Ocak 2021’de tekrar gaza geldim ve video çekmeye başladım. Hani epey de ara vermişim ya, dedim ki Web Makinası 2. Sezon başlıyor ve tekrar seri halde video çekmeye başladım. Böylece bugün 50 binin üzerinde abonem ve 22 milyondan fazla görüntülenmeyle devam ediyorum.
Bütün bu süreçte bence en önemli şey, izleyicilerinize değer verip düzenli bir şekilde video çekmek. İlk videolarınız izlenmeyebilir. Benim de izlenmemişti. Ama yılmak ve bu işi bırakmak yerine düzenli olarak bilgilendirici içerikler yayınlarsanız, insanlar da izler.
İlk başta anlattığınız konular izleyicilerinizin ilgisini çekmeyebilir. Yani ben hep website konusunda video çekiyordum ama baktım ki insanlar e-ticaret ve internetten para kazanmanın yolları hakkında video izliyor. O alana da eğildim. Ara ara kendi kullandığım teknik ürünleri fırsat buldukça tanıtmaya çalıştım. Şirket kurma ve fatura kesmekten bile bahsettim. Aslında baktığınızda, website yapmak isteyenlerin bir sonraki aşamada ihtiyaç duyacağı konulardı bunlar.
YouTube’a başlamak isteyenler için YouTube’un özel olarak hazırladığı içerikler var. Bunları YouTube Creators sayfasında ve blogunda bulabilirsiniz. Size bu içeriklerin neredeyse tamamını okumanızı tavsiye ediyorum. Gerçekten benim de çok işime yarayan bilgileri buradan öğrendim.
Ayrıca tekrar söylüyorum, video çekmeye başlamak için benim gibi gidip de binlerce lira harcayıp kameraydı ışıktı falan almayın. Önce cep telefonunuzla ve basit bir yaka mikrofonuyla bu işi becerebilirsiniz.
Şimdi herkes soruyor, abi 50 bin abonen var işte videoların şu kadar like alıyor, bunlar para kazanmaya etki ediyor mu? Hayır. Abone sayısı ya da videonun aldığı beğenme sayısı kazandığınız paraya hiçbir etki etmiyor.
Bu konuda tek önemli şey, videonun izlenmesi ve o videoda çıkan reklamlar. Örneğin bir video çok izlenmesine rağmen o videoda çıkan reklamların bütçesi düşükse, sizin geliriniz de düşük oluyor. Tam tersi, reklamlar değerli ve izleyen sayısı çoksa, o videodan daha fazla gelir elde edebiliyorsunuz.
Hatta reklamlar da dönem dönem değiştiği için, aynı videodan aynı izlenme sayısı da elde etmiş olsanız, zaman zaman değişiklikler oluyor.
Kurumsal Web Site
E-Ticaret
Sosyal Medya
Dijital Reklamcılık
İLETİŞİM
Esenşehir Mah.
Baraj Yolu No: 7
Ümraniye / İstanbul
hello@odablanc.com
2012 – 2023
Tüm hakları saklıdır.